10 Mayıs 2017 Çarşamba

Anne Sütünü Artıran Yiyecekler: Çöz Beni Arapsaçı!





Yaz önü gribimin 4. günündeyim. İlaç içmemeye devam. İstikrarımı koruyorum. Yani doğal ilaçların, sebze meyvenin en kralının bulunduğu Ege'de de sentetik ilaç tuzağına düşmek istemedim.

Bugün bir yemek tabağı hazırladım kendime, muhteviyatını aşağıda Bugün Ne Yedim? bölümünde okuyacaksınız, açık büfe tabağı gibi oldu. Canım kayın validemin ellerine sağlık. Çeşit çeşit yemeklerle şımartıyor beni. Tedavime de yardımcı oluyor vesileyle.

Öksürük başladı yalnız hafiften. Bunun için de zencefil-bal ikilisi şimdilik iyi geliyor.

Hastalığımın genel seyri hakkında bilgi verdiğime göre artık bugünün konusuna geçebiliriz:

Anne sütünü artıran besinler/yemekler/yiyecekler nelerdir? 

Ben sadece 40 gün anne sütü alabilmişim. Bütün çocukluğunu antibiyotik içerek geçirmiş, vücudunun tüm probiyotik/prebiyotik dengesi bozulmuş, bu nedenle de hem daha sık hasta olmuş, hem de bağırsak sorunlarıyla uğraşmış biriyim. Ben hep bunları anne sütünü çok az alabilmiş olmama bağladım. Gerçek sebebi genetik de olabilirdi elbette ama ben hep böyle düşündüm işte. Bu nedenle hayatta en çok istediğim şeylerden biri eğer anne olursam bebeğimi emzirebilmekti. Şükür ki 25 ay ile emzirme maceramızı sonlandırdık geçen yıl.

Gayet fit ve zayıf bir yeni anne olduğumdan (ve hatta hamileliğimde de çok fazla kilo almadığımdan) toplum teyzelerinin genelinde benim sütüm olmayacağı yönünde görüşler baskındı efendim. Yüzüme karşı dank diye söyleyenler olduğu gibi arkamdan konuşanlar da oluyordu biliyorum. Gelin görün ki hiç de öyle olmadı. Burada bebeğini her ne sebeple olursa olsun emziremeyenlere herhangi bir lafım kesinlikle olamaz çünkü konu anneden bağımsız tamamen genetik ve/veya hormonal diye düşünüyorum ben.

Anne sütünü artıran yiyeceklerden ilkini tanıtmadan önce bir konuya daha kendimce bir yorum yapmak isterim.

Ben kendimi emzireceğim!! diye çok şartlamıştım. Bu şartlanmanın emzirmeyi bu kadar uzun süre devam ettirmemde çok etkisi olduğuna inanıyorum. Çünkü genel inanışa göre anne sütünü azaltan veya anne sütünün kesilmesine sebep olduğu iddia edilen şeylerin hepsini 25 ayda yaşadım. Neymiş bunlar bir özetleyelim:

1- Az yemek : Tüm emzirme sürecim boyunca az yedim. Az yedim ama öz yedim. Süt yapar diye tahinli helvalara, böreklere, çöreklere yüklenmedim.
2- Çok hareket etmek, yorulmak: Egzersizi ve yürüyüşü hiç ihmal etmedim. Allem ettim kallem ettim. O bir saati yürüdüm! Yürüyüş insanı yormaz, dinlendirir aksine. Çünkü kodumuz hareket üzerine.
3- Stres: Tam zamanlı, yoğun, dikkat gerektiren bir işte ve büyük şehirde, üstelik oldukça  titiz bir amirle çalışıyordum. Bu kadar söylemem yeterli sanırım.
4- Üzüntü: Yani 25 ay insan ömründe iki yıl bir ay eder değil mi? Bu iki yıl bir aylık koca zaman diliminde hiç bir şeye üzülmedim. Her şey güllük gülistanlıktı desem kim inanır? Elbette ki ama çok, ama az üzüldüğüm bir sürü şey de yaşadım bu süreçte.

Buradan ne anlıyoruz? Demek ki bu faktörler anne sütünü kesmeye ya da azaltmaya yeter sebepler değilmiş!!

Bir kere kendinizi üzülürsem, stres yaşarsam ya da az yersem sütüm kesilir diye şartlamayın. Bu herkes için ve her zaman geçerli bir önerme değil. Örnek benim. Değil sütümün azalması 2 yıl anne sütünün hastalığına iyi geldiğini söyledikleri hasta bir çocuğa gönderdim fazla sütlerimi.

Neyse... Konuyu çok uzattım. Zaten bu anne sütü konusu daha devam edecek bu blogda, merak etmeyin. Bir sonraki yazıya kalsın yazacaklarım. Artık bugünün süt yapan yiyeceğine geçelim:

Arapsaçı! 

Benim arapsaçı diye bildiğim, çocukluğumda bakıcı teyzemin evindeki yüzlerce minik yuvarlak açık yeşil yaprağı olan bir saksı bitkisiydi. Oysa ki ne mübarek bir otmuş bu arapsaçı dedikleri. Beni sevgili kayın validem tanıştırdı kendisiyle. Buralarda, yani Ege'de, topraktan biten neredeyse her ot yeniyor, yemeği yapılıyor ve şifa veriyor. İşte arapsaçı da adeta yeni anne olmuş ve bebeğini emziren anneler için topraktan hediye gelmiş bir ot. Çiğ hali şöyle :




Görünüş olarak dere otuna benziyor ama biraz daha sert. Pişerken anason kokusuna çok benzeyen bir koku yayılıyor etrafa. Kayın validem arapsaçı anne sütünü artırıyormuş dediğinde biraz araştırmış, doğru olduğunu da görünce bahar ve yaz aylarında çıkan arapsaçlarından derin dondurucuma depolamıştım. Benim kız kış ortasında doğdu da!! Aslında her mevsim yetişiyor ama yaz aylarında çok daha sert olduğu için pişirmesi daha güç oluyor. Gerçi kızım yeni doğduğu zamanlarda vakitsizlikten derin dondurucudan çıkarıp buzu çözülünce çiğ çiğ de yediğim çok oldu.

Buralarda Arapsaçını zeytinyağı ve soğanla iyice yumuşayıp rengi dönene kadar pişiriyorlar en son da bir yumurta kırıyorlar içine. Sonra da işte bu fotoğraftaki lezzet bombasına dönüşüyor:




Çiğ hali ile salata da yapılıyormuş. Ben hiç denemedim, ama aklımda.

Şimdiiii...gel gelelim faydalarına. Dediğim gibi; sanki yeni anne ve emziren anneler için topraktan çıkmış bir ot.,

- Anne sütü üretimini artırıyor.
- Annenin ve dolayısıyla bebeğin sindirim sistemini rahatlatıyor. Yani bebek gazlıysa bayağı faydası oluyor.
- Anneyi ruhsal olarak rahatlatıyor ve sakinleştiriyor. Yeni annenin en ihtiyaç duyduğu şey!!

Ben Ege'de öğrendim böyle bir otun varlığını. İç Anadolu'da özellikle de Ankara'da madımak bilirdik sadece. Bu nedenle Ege dışında nerelerde yetişiyor tam bilemiyorum. Ama Ege ile bir bağlantınız varsa ve emzirmek gibi de bir aktiviteniz ufukta ya da hali hazırda varsa bir araştırmakta fayda var derim.

Bugünlük bu kadar. Bir sonraki anne sütü yazısına kadar esen kalın.

Bugün Ne Yedim? 

Yani.. Nispet yapar gibi olacak ama...Enginar dolması, bezelye, fırın mücver, soğanlı yumurta, yaprak sarması.  Miktarları hakkında herhalde bir fikriniz vardır değil mi? Dolma 3 adetti. Gerisini de siz tahmin edin. Azı karar çoğu zarar!
Kaçamağım var bir de : bir kaç çatal çikolatalı pastahane pastası!! Onu da kalori bakımından bir elma eksik yiyerek telafi ettim:) Ama neticede sağlığa herhangi bir yararı olmayan hatta zararı olan bir yiyecek.

Bugün Ne yaptım? 

Bugün aktivite bakımından kısır bir gündü. Yürüyüş yapamadım. AVM ve parkta çocuk peşinden koşturmaca ile sınırlı kaldım bugün. Yarın telafi ederim umarım.

Bugün Ne öğrendim? 

Alakasız ama Fransa'nın yeni başkanı Emmanuel Macron'un karısının (Brigitte Macron) kendisinden 24 yaş küçük olduğunu öğrendim. Çizginin feminizme yakın duran tarafındayım ama, kadın ya da erkek fark etmeksizin 10 yaş farktan sonrasını anlayamıyorum. Aslında 10 yaş fark toleransımda ancak ileri yaşlarda var. 35-45 mesela.. ama 25-35 pek uygun değil sanki. Yani... herkes mutlu ise bize ne tabii neticede.

( Tüm içerik tamamen kişisel tecrübelerime dayanılarak üretilmiştir. Herhangi bir konunun uzmanı değilim. Sorumluluk kabul etmem, önce doktorunuza/uzmana danışın)

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Süt Yapan Yiyeceklere Devam: İrmik Helvası

Merhabalar Sevgili İzleyenler, Süt yapan yiyecekler dosyamız vardı malum. Hastalık, yolculuk derken epey ara verdim. Bugün Dosyamızın ...