Bedenin Gülümsesin!
23 Mayıs 2017 Salı
Süt Yapan Yiyeceklere Devam: İrmik Helvası
Merhabalar Sevgili İzleyenler,
Süt yapan yiyecekler dosyamız vardı malum. Hastalık, yolculuk derken epey ara verdim. Bugün Dosyamızın tatlılar kısmından devam ediyoruz. Şekersiz süt fışkırtan irmik helvası!
Bu irmik helvası bir kere bildiğiniz irmik helvalarından değil. Kilo yapmıyor. Hele de emziriyorsanız zayıflatan irmik helvası bile diyebilirsiniz. Bu helvayı yiyorsunuz sevgili emziren anneler. Sonra çok sevgili süt bezleriniz son hız çalışmaya başlıyor, vücudunuz yediğiniz helvanın ihtiva ettiği kaloriden bile daha fazlasını harcıyor, göğüsleriniz sütten patlayacak hale geliyor, bebişinizi emziriyorsunuz, kilo veriyorsunuz!!
Emzirirken insanın canı hayatında hiç istemediği kadar tatlı istiyor. Bu nedenle bu söz konusu tatlı krizlerini atlatmanın çok güzel bir yolu da bu irmik helvası işte!
Bu kadar reklamını yaptıktan sonra artık tamamen benim tasarımım olan bu güzide tatlının tarifine geçebilirim:
Malzemeler:
İyisinden irmik
Tereyağı
Süt
Elma
Vanilya
Sıvıyağ
Tarçın
Yapılışı:
Yemek istediğiniz kadar irmik helvasını düşünerek ona göre irmik miktarını ayarlayın. Ben 2 su bardağı irmiğe göre anlatacağım. 2 su bardağından yapılmış irmik helvasını iki seferde ama tek günde mideye indirmişliğim var. Hamile olduğumu öğrendiğimde 51 Kiloydum. Bebeğim iki aylıkken 52 kiloydum. Şu anda 55 kiloyum. Yani, irmik helvası kilo yapmıyor. Neyse devam edelim. Söz konusu miktarda irmiği karım çorba kaşığı tereyağı ile kavuruyoruz. İrmiği kavururken 4 ya da 5 orta boy tatlı elmayı soyuyoruz. Mutfak robotunda bir güzel püre haline getiriyoruz. Bir yandan da 1 su bardağı sütü ılıtıyoruz. Ilıttığımız süte 1 çorba kaşığı sıvı yağı katıyoruz ki helvamız parlasın.
Şimdiii, irmik kavruldu, süt ve yağ ılıştırıldı, elmalarda püre olduysa artık malzemeleri katıp karıştırma zamanı geldi. Kavrulan irmiklere tüm malzemeleri katıyoruz, bir güzel karıştırıyoruz. Sonra ocağın altını kapatıyoruz. 15-20 dk dinlendiriyoruz. Servis edecekken üzerine istediğimiz kadar tarçın serpiyoruz. Afiyetle yiyoruuuzz!!!
Deneyin, bana sonuçları bildirin tamam mı?
Bugün Ne Yedim?
Taze fasülye mevsimi açıldı çok şükür. Mis gibi zeytin yağlı taze fasülye, esmer bulgurdan yapılmış yeşil mercimekli bulgur pilavı, tarhana çorbası, turşu. Bugün kaçamak yok. Dün ve önceki gün yeterince kaçamağım var zaten! Pazar günü kardeşimin doğum günü sebebiyle dört kişilik krakanlı pastanın neredeyse yarısını yedim de!!
Bugün Ne Yaptım?
Bugün egzersiz bakımından çok güzel bir gündü. Sevgili canım kocam bizim Ponçikle ilgilenirken ben 2 saat yürüyüşe çıktım, alışveriş yaptım. Sonra bizim kızı parka götürdüm.
Bugün Ne Öğrendim?
Uyku önemli. Dün gece 7-8 saatlik kesintisiz bir uyku çektim. Uykumu alınca başka, alamayınca bambaşka bir insan olarak kalkıyorum yataktan. Bu bizim Ponçik'ten önce bu kadar belirgin değildi. Bizim minik hatun sayesinde yaşamış olduğum 2,5 senelik uykusuzluk travmasından sonra biraz böyle oldu. Ne öğrendik? Kesintisiz minimum 6 saat uyku şart!
20 Mayıs 2017 Cumartesi
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik Ve Spor Bayramı
Öncelikle 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik Ve Spor bayramınız kutlu olsun sevgili dostlarım!!
Bu bayramın anlam ve önemini anlatmak için bu blog biraz yetersiz kalır. Bu nedenle bu değerli bayramımızın aynı zamanda SPOR bayramı olmasınından bahsetmek istiyorum özellikle.
İçinde Spor geçen bir bayramı olmasına karşın spor ile ilgisi futbol ile maalesef sınırlı bir milletiz genel olarak. ''Sporla ilgileniyor musunuz?'' sorusuna '' Tabii ki ilgileniyorum Beşiktaşlıyım!!'' diye cevap veren insan sayısının hayli fazla olduğunu tahmin ediyorum.
Gerçi bu algının ve yavaş yavaş değişmeye başladığı kanaatindeyim de aslında. Spor'un yalnızca zayıflamak için geçici bir süreliğine yapılan fiziksel faaliyet olmaktan öte bir şey olduğunun bilinci umudum o ki yeni nesilce kavranacak!
Spor, zayıflamak için de yapılır elbet. Hatta yapılmalıdır. Egzersiz ile desteklenmeyen diyetten pek hayır gelmez zaten. Ama spor başlı başına hayata değer katar. Nasıl mı?
- Her şeyden önce iyi ve sağlıklı hissedersiniz. Bedeniniz Gülümser!
- Öz disiplin kazanırsınız.
- Zaman yönetimini öğrenirsiniz.
- Stres atarsınız.
- Kendinizle baş başa kalır, kafa dinlersiniz.
- Takım sporu ise takım olmayı insanlarla geçinmeyi, ortak bir hedefe hizmet etmeyi öğrenirsiniz
- Spor ile uğraştığınızdan mecburen iyi beslenir, iyi uyur, alkol ve sigaradan uzak durusunuz.
- Mutlu olursunuz!!
Daha ne olsun?
19 Mayıs'ı bahane edin. 20 Mayıs sabahı kendinize size uygun seveceğiniz bir spor ile ilgilenmeye başlayın.
Hadi!!
Bugün Ne yedim?
Arapsaçı kavurması, bezelye, mercimek köftesi
Bugün Ne Yaptım?
İki gündür yürüyüş yapamıyorum. Ev içinde aktif olmaya Ponçik'i parka götürmeye, 10.000 adımı tamamlamaya çalışıyorum. Yarın açığı kapatacağım İnşallah.
Bugün Ne Öğrendim?
Mitokondrilerimiz, yani enerji santrallerimiz bizim ne kadar genç görüneceğimizi ve genç kalacağımızı belirliyormuş. bu nedenle bu enerji santrallerini iyi yakıtlarla beslemek gerekiyormuş. Şekeri tuz, un yani malum 3 beyazlardan uzak durmak, en çok da şekerden, bol bol hareket etmek gerekiyormuş.
14 Mayıs 2017 Pazar
Aile büyükleri yanında toplu yaşam çok güzel.
Eski konak hayatları güzelmiş aslında. Hep birlikte yemekler yapılıyor yeniyor. Ama kalfalar, hizmetçiler, dadılar falan da olacak. Ev işleri de onlarla birlikte yapılacak. Yoksa benim durumuma düşersiniz. Bir kaç gündür memlekette aile büyüklerinin yanındayız malum. Evin içinde gün boyu sürekli nüfusumuz benim Ponçikle birlikte 4! Akşamları ise bu nüfus 5 ila 7 arasında değişiyor. Durum böyle olunca sevgili kayınvalidem bir yandan ben bir yandan habire yemek yapıyoruz, bulaşık çamaşır topluyor, yıkıyoruz. Ev işi hiç ama hiç bitmiyor. Bloga yazı yazdığım/yazabildiğim tek zaman dilimi olan akşamları da bir kaç gündür hiç fırsatım olmadı. Hastaydım başım ağrıdı halim olmadı, misafir geldi, misafir gitti derken şuraya aklım başımda iki satır karalayacak vaktim/enerjim olmadı, olamadı!
O yüzden diyorum ya, aile büyükleri ile yaşamak güzel olabilir. Bayramlarda seyranlarda gel git derdi olmaz. Çocuklar elden ele büyür. Ev işleri birlikte çözülür. Ama yine de kalfalar hizmetçiler dadılar şart kuzum!
Neyse, konuyu değiştirelim: Bugün anneler günü. Benim, hamileliğim dahil, 4. anneler günüm. Canım kızım ilk kez bu yıl anneler günü nedir bilinçli olarak beni kutladı. Bana hediye olarak oyuncak bebek alacakmış. Yavrum; kendi seviniyor mutlu oluyor bebek alınınca diye herkesi mutlu olacak sanıyor. Saflık ne kadar güzel bir şey.
Bugün anneler günü olmasından mütevellit kendime sınırsız otlu saç böreği yeme hediyesi verdim! Nasıl?
Burada bir Çakırbeyli köy pazarı var. Her pazar organik pazar kuruluyor. Ayrıca yöresel yemekleri de pişirilmiş olarak satın almak ve hatta orada yeyip içmek mümkün. Hava güzel, sevdiğim insanlar yanımda, mutluyum, huzurluyum, sağlıklıyım, e bugün de anneler günüyse madem ben de sınırsız otlu saç böreği yiyebilirim dedim. Gerçekten kaç dilim yediğimi hatırlamıyorum.
Saç böreğinin hamurunu köylü kadınlar ellerinde açıyorlar. Mayasız ve kabartma tozu olmayan bir hamur olduğundan daha sağlıklı. Bir de tam buğday unuyla yapsalar aslında çok çok daha lezzetli olur ama deneyen olmamış şimdiye kadar. Ben kendim evde yapmayı düşünüyorum ama o kadar lezzetli ve çeşitli otu Ankara'da bulamayabilirim. Kim bilir kaç çeşit ot vardı içinde. Benim tadından ve görüntüsünden tanıyabildiğim otlar : ısırgan (dalgan), pırasa, ıspanak, yeşil soğandı.
Kendi versiyonuma maydonoz ve dereotu da eklemeyi düşünüyorum.
Hastalığım çok daha iyi bu arada. Atlattım bu mevsim geçişi gribini de şükür. Hem de ilaçsız!! Aferin bana.
Bugün Ne Yedim?
Sınırsız otlu peynirli saç böreği, akşama da bir kase tarhana çorbası ve salatalık. Sınırsız böreğin diyeti ödenmeli değil mi?
Bugün Ne yaptım?
Genel olarak ve maalesef hareketsiz bir gündü. Memnun değilim tabii bundan. Yarın acısını çıkaracağım inşallah.
Bugün Ne öğrendim?
Ege yöresinde sıkma ya da yuvarlama dedikleri bir yemek çeşidi varmış. Düğün yemeği imiş buralarda. Kendisi yemek ve mutfakla ilgili ve kocası Ege'li biri olarak bunu bugün öğrenmem biraz ayıp oldu ama, olsun. Nasıl yapıldığını ve pişirildiğini anlattı köylü teyze. Denenecek yemekler listeme üst sıralara yerleşti.
10 Mayıs 2017 Çarşamba
Anne Sütünü Artıran Yiyecekler: Çöz Beni Arapsaçı!
Yaz önü gribimin 4. günündeyim. İlaç içmemeye devam. İstikrarımı koruyorum. Yani doğal ilaçların, sebze meyvenin en kralının bulunduğu Ege'de de sentetik ilaç tuzağına düşmek istemedim.
Bugün bir yemek tabağı hazırladım kendime, muhteviyatını aşağıda Bugün Ne Yedim? bölümünde okuyacaksınız, açık büfe tabağı gibi oldu. Canım kayın validemin ellerine sağlık. Çeşit çeşit yemeklerle şımartıyor beni. Tedavime de yardımcı oluyor vesileyle.
Öksürük başladı yalnız hafiften. Bunun için de zencefil-bal ikilisi şimdilik iyi geliyor.
Hastalığımın genel seyri hakkında bilgi verdiğime göre artık bugünün konusuna geçebiliriz:
Anne sütünü artıran besinler/yemekler/yiyecekler nelerdir?
Ben sadece 40 gün anne sütü alabilmişim. Bütün çocukluğunu antibiyotik içerek geçirmiş, vücudunun tüm probiyotik/prebiyotik dengesi bozulmuş, bu nedenle de hem daha sık hasta olmuş, hem de bağırsak sorunlarıyla uğraşmış biriyim. Ben hep bunları anne sütünü çok az alabilmiş olmama bağladım. Gerçek sebebi genetik de olabilirdi elbette ama ben hep böyle düşündüm işte. Bu nedenle hayatta en çok istediğim şeylerden biri eğer anne olursam bebeğimi emzirebilmekti. Şükür ki 25 ay ile emzirme maceramızı sonlandırdık geçen yıl.
Gayet fit ve zayıf bir yeni anne olduğumdan (ve hatta hamileliğimde de çok fazla kilo almadığımdan) toplum teyzelerinin genelinde benim sütüm olmayacağı yönünde görüşler baskındı efendim. Yüzüme karşı dank diye söyleyenler olduğu gibi arkamdan konuşanlar da oluyordu biliyorum. Gelin görün ki hiç de öyle olmadı. Burada bebeğini her ne sebeple olursa olsun emziremeyenlere herhangi bir lafım kesinlikle olamaz çünkü konu anneden bağımsız tamamen genetik ve/veya hormonal diye düşünüyorum ben.
Anne sütünü artıran yiyeceklerden ilkini tanıtmadan önce bir konuya daha kendimce bir yorum yapmak isterim.
Ben kendimi emzireceğim!! diye çok şartlamıştım. Bu şartlanmanın emzirmeyi bu kadar uzun süre devam ettirmemde çok etkisi olduğuna inanıyorum. Çünkü genel inanışa göre anne sütünü azaltan veya anne sütünün kesilmesine sebep olduğu iddia edilen şeylerin hepsini 25 ayda yaşadım. Neymiş bunlar bir özetleyelim:
1- Az yemek : Tüm emzirme sürecim boyunca az yedim. Az yedim ama öz yedim. Süt yapar diye tahinli helvalara, böreklere, çöreklere yüklenmedim.
2- Çok hareket etmek, yorulmak: Egzersizi ve yürüyüşü hiç ihmal etmedim. Allem ettim kallem ettim. O bir saati yürüdüm! Yürüyüş insanı yormaz, dinlendirir aksine. Çünkü kodumuz hareket üzerine.
3- Stres: Tam zamanlı, yoğun, dikkat gerektiren bir işte ve büyük şehirde, üstelik oldukça titiz bir amirle çalışıyordum. Bu kadar söylemem yeterli sanırım.
4- Üzüntü: Yani 25 ay insan ömründe iki yıl bir ay eder değil mi? Bu iki yıl bir aylık koca zaman diliminde hiç bir şeye üzülmedim. Her şey güllük gülistanlıktı desem kim inanır? Elbette ki ama çok, ama az üzüldüğüm bir sürü şey de yaşadım bu süreçte.
Buradan ne anlıyoruz? Demek ki bu faktörler anne sütünü kesmeye ya da azaltmaya yeter sebepler değilmiş!!
Bir kere kendinizi üzülürsem, stres yaşarsam ya da az yersem sütüm kesilir diye şartlamayın. Bu herkes için ve her zaman geçerli bir önerme değil. Örnek benim. Değil sütümün azalması 2 yıl anne sütünün hastalığına iyi geldiğini söyledikleri hasta bir çocuğa gönderdim fazla sütlerimi.
Neyse... Konuyu çok uzattım. Zaten bu anne sütü konusu daha devam edecek bu blogda, merak etmeyin. Bir sonraki yazıya kalsın yazacaklarım. Artık bugünün süt yapan yiyeceğine geçelim:
Arapsaçı!
Benim arapsaçı diye bildiğim, çocukluğumda bakıcı teyzemin evindeki yüzlerce minik yuvarlak açık yeşil yaprağı olan bir saksı bitkisiydi. Oysa ki ne mübarek bir otmuş bu arapsaçı dedikleri. Beni sevgili kayın validem tanıştırdı kendisiyle. Buralarda, yani Ege'de, topraktan biten neredeyse her ot yeniyor, yemeği yapılıyor ve şifa veriyor. İşte arapsaçı da adeta yeni anne olmuş ve bebeğini emziren anneler için topraktan hediye gelmiş bir ot. Çiğ hali şöyle :
Görünüş olarak dere otuna benziyor ama biraz daha sert. Pişerken anason kokusuna çok benzeyen bir koku yayılıyor etrafa. Kayın validem arapsaçı anne sütünü artırıyormuş dediğinde biraz araştırmış, doğru olduğunu da görünce bahar ve yaz aylarında çıkan arapsaçlarından derin dondurucuma depolamıştım. Benim kız kış ortasında doğdu da!! Aslında her mevsim yetişiyor ama yaz aylarında çok daha sert olduğu için pişirmesi daha güç oluyor. Gerçi kızım yeni doğduğu zamanlarda vakitsizlikten derin dondurucudan çıkarıp buzu çözülünce çiğ çiğ de yediğim çok oldu.
Buralarda Arapsaçını zeytinyağı ve soğanla iyice yumuşayıp rengi dönene kadar pişiriyorlar en son da bir yumurta kırıyorlar içine. Sonra da işte bu fotoğraftaki lezzet bombasına dönüşüyor:
Çiğ hali ile salata da yapılıyormuş. Ben hiç denemedim, ama aklımda.
Şimdiiii...gel gelelim faydalarına. Dediğim gibi; sanki yeni anne ve emziren anneler için topraktan çıkmış bir ot.,
- Anne sütü üretimini artırıyor.
- Annenin ve dolayısıyla bebeğin sindirim sistemini rahatlatıyor. Yani bebek gazlıysa bayağı faydası oluyor.
- Anneyi ruhsal olarak rahatlatıyor ve sakinleştiriyor. Yeni annenin en ihtiyaç duyduğu şey!!
Ben Ege'de öğrendim böyle bir otun varlığını. İç Anadolu'da özellikle de Ankara'da madımak bilirdik sadece. Bu nedenle Ege dışında nerelerde yetişiyor tam bilemiyorum. Ama Ege ile bir bağlantınız varsa ve emzirmek gibi de bir aktiviteniz ufukta ya da hali hazırda varsa bir araştırmakta fayda var derim.
Bugünlük bu kadar. Bir sonraki anne sütü yazısına kadar esen kalın.
Bugün Ne Yedim?
Yani.. Nispet yapar gibi olacak ama...Enginar dolması, bezelye, fırın mücver, soğanlı yumurta, yaprak sarması. Miktarları hakkında herhalde bir fikriniz vardır değil mi? Dolma 3 adetti. Gerisini de siz tahmin edin. Azı karar çoğu zarar!
Kaçamağım var bir de : bir kaç çatal çikolatalı pastahane pastası!! Onu da kalori bakımından bir elma eksik yiyerek telafi ettim:) Ama neticede sağlığa herhangi bir yararı olmayan hatta zararı olan bir yiyecek.
Bugün Ne yaptım?
Bugün aktivite bakımından kısır bir gündü. Yürüyüş yapamadım. AVM ve parkta çocuk peşinden koşturmaca ile sınırlı kaldım bugün. Yarın telafi ederim umarım.
Bugün Ne öğrendim?
Alakasız ama Fransa'nın yeni başkanı Emmanuel Macron'un karısının (Brigitte Macron) kendisinden 24 yaş küçük olduğunu öğrendim. Çizginin feminizme yakın duran tarafındayım ama, kadın ya da erkek fark etmeksizin 10 yaş farktan sonrasını anlayamıyorum. Aslında 10 yaş fark toleransımda ancak ileri yaşlarda var. 35-45 mesela.. ama 25-35 pek uygun değil sanki. Yani... herkes mutlu ise bize ne tabii neticede.
( Tüm içerik tamamen kişisel tecrübelerime dayanılarak üretilmiştir. Herhangi bir konunun uzmanı değilim. Sorumluluk kabul etmem, önce doktorunuza/uzmana danışın)
8 Mayıs 2017 Pazartesi
Diyet Yaparken Grip Olursak Ne Yapalım?
Bir bahar nezlesi gününden daha merhaba dostlar!
Üzerinize afiyet bizim Ponçikten devraldığım nezle grip ile savaşmaktayım son iKi gündür. Dün de o yüzden yazamadım. Oysa ki çok da güzel bir konum vardı. Emzirme sürecinde anne sütünü artıran besinleri yazacaktım. Tabiii ki herkesin bildiğinden farklı olanları ve kilo yapmayanları. Üstelik bazıları benim özel tariflerimle. Bu konu biraz daha iyileşince bir aç günlük yazı dizisi olarak çıkacak karşınıza. Ben kızımı tam 25 ay emzirdim. Fazla gelen sütlerim derin dondurucuyu doldurup taşırmıştı. Hepsini de değerlendirdim. Nasıl yaptığımı yazı dizimde bulacaksınız. Bekleyin anacığım. Çünkü bugün hastayım ve konumuz nezle grip!
Her yazımda olduğu gibi bu yazıma da da belirmek isterim ki yazdıklarım ve yaptıklarım tamamen kişisel uygulamalarımdır. Uzman değilim. Sorumluluk kabul etmem. Önce uzmanına ve/veya doktora danışın.
Bedenin gülümsesin diye sloganı olan diyet ve iyi yaşam bloggerından hasta olunca hemen ilaç için. Antibiyotiğe yüklenin kafanıza göre gibi bir söylem beklemiyorsunuz değil mi?
Ben süreci minimum ilaç ve sıfır antibiyotik ile atlatmaya çalışanlardanım Hatta son zamanlarda ağrı kesicilerin bile çok zararlı olabileceği yönünde bazı makaleler okudum. Bu nedenle çok sıkışmadıkça ağrı kesici de almıyorum. Şahsımın son nezlesini ilaçsız atlattım. İnşallah bunu da öyle atlatmayı umuyorum. Peki neler yapıyorum?
- Öncelikle çevreden gelen ye ye, güç olsun laflarına aldırmıyorum. Çünkü kekler, börekler, pilavlar insanı iyi etmez, aksine uzun vadede bağışıklığı bile düşürüyormuş. Gerçekten güç verecek şeyler yiyorum.
- Tavuk suyuna bol limon, sarımsak, karabiber, zencefil ve zerdeçalli tarhana çorbası favorim. Keşke ben hasta olunca çorba yapanım olsa...Ama artık annemin evinde yaşamadığımdan kendi çorbamı kendim yapıyorum.
- Yoğurt, yoğurt çorbası da ikinci favorim. Yoğurdun toksin öldürücü ve içindeki probiyotikler sayesinde bağışıklığı güçlendirici etkisini bilmeyeniniz yok sanırım. Tavuk suyunun boğaz yumuşatıcı özelliğinden burada da faydalanabilirsiniz.
- Portakal, bol limon, limonlu çay, ada çayı, ıhlamur gibi biti çayları
- Yürüyüşü çok hasta ve gerçekten ateşli değilsem yine bırakmıyorum. Daha kısa zaman ve daha kısa mesafeyi daha yavaş yürüyorum ama yürüyorum. Çünkü temiz hava, kanınıza giden bol oksijen ve vücudunuza gönderdiğiniz ben hala aktifim, hadi benim canım bağışıklık sistemim iş başına maksimum performans bekliyorum mesajı çok etkili.
- Ateşim varsa aspirin içiyorum ve sık sık ılık duş alıyorum.
- Sabahları içtiğim Yeşil çay -limon- bal karışımının gün içinde daha çok tekrarlıyorum.
- Ve son olarak, bu kış sonunda UMCA adlı bir gıda desteği keşfettim. Hastalık belirtilerini kendinizde hissetmeye başladığınız önerilen miktarlarda içmeye başlıyorsunuz. Ben son nezlemi dediğim gibi ilaçsız atlattım. Sanıyorum benim Ponçik de bu kez antibiyotiksiz atlatacak gibi. Yani işe yarıyor bence.
Esas önemli noktayı unuttum: Dinleneceksiniz!!! Başarabilecek misiniz? Muhtemelen hayır! Ben en çok hasta olduğum zamanlar özlüyorum çocukluğu ve çocukluğumda kalan şimdi hayatta olmayan yakınlarımı. Çünkü sınırsız naz yapma ve dinlenme hakkım vardı.
Şimdi nerdeee.... Benim Ponçiğin istekleri, oyunları, bakımı, ev işleri falan filan derken iki saat daha erken yatağa geçip dinlenebilirsem kendimi şanslı sayıyorum.
Bu nezle grip furyasını en kısa zamanda atlatıp, güzelim Ege'nin bu en güzel zamanında eve tıkılıp kalmaktan kurtulmak, dağlara ovalara kendimi salabilmek dileğiyle...
Bugün Ne Yedim?
Yukarıda bahsettiğim, limonlu,zencefil, karabiber, zerdeçalli tavuk suyuna tarhana çorba. Arağsaçı kavurması( bundan bahsedeceğim daha sonra) Otlu el açması sac böreği.
Bugün Ne yaptım?
Sürünerek d eolsa ateşim olmadığından 1,5 saat ama yavaş yavaş yürüdüm. Walla başka da bir şey yapmadım, yapamadım. Specialim fırında kabak mücveri yapacaktım ona bile halim yoktu.
Bugün Ne Öğrendim?
Çocuğun hastayken gece kırk kez yataktan kalkıyorsun, bu malum. Ama bu esnada kendine de dikkat etmeyi ihmal etmeyeceksin. Terli misin? Hemen üstüne bir şey geçireceksin.
Bir de uykusuz kalmayacaksın. Uykusuzluk en büyük bağışıklık düşmanı.
5 Mayıs 2017 Cuma
Diyette İradeli Olmayı Başarmak ve Bezelye Üzerine
Merhabalar,
Yine bir hava değişimi, yine nezle, yine hastalık, burun akıntısı, öksürük. Ege dolaylarındayız dün bahsetmiştim. Hava değişimi nedeniyle Ponçik geleneksel hastalığına yakalandı. Az önce düşündüm de mevsim fark etmeksizin ne zaman buraya gelirsek Ponçik havaya alışana kadar ikinci ya da üçüncü gün muhakkak hasta oluyor. Alışık değil tabii. Hemen alışıp ona göre bağışıklık geliştirecek kadar büyük de değil. Ne yapalım, analığın ilk yılları zaten hasta bebek/çocuk bakmakla geçiyor. Bunu anladım, kabul ettim. Başlarda niye ben bu çocuğu hasta edip duruyorum yoksa bakamıyor muyum deyip duruyordum ama konunun benimle ilgisi yok. Bizim ponçik narin bebelerden. Büyüyene kadar böyle idare edeceğiz artık. Analık fedakarlık!
Gelelim bu günkü konumuza. Çok isteyip de bir türlü boğazını tutamayanlardan mısınız? Saatlerce spor yapıp tüm yaktığı kalorileri bir fındıklı kurabiyeye feda edenlerden misiniz? Cevabınız evetse bu yazı size geliyor:
Diyette iradeli nasıl olunur? Başka bir deyişle diyet ve egzersiz yaparken istikrar nasıl korunur?
Ben oldum olası azimli biriyimdir. İradeli olduğumu da söylüyorlar, ki doğrudur. Azim hemen hepimizin diyet yaparken sahip olduğu bir güdü. Diyete kaçamaklarla da olsa devam ettiğiniz sürece azminizi koruyorsunuz demektir. Bence diyette esas sorun iradeli olmakta.
Başlarda ben de irade konusunda epey sıkıntılıydım itiraf etmeliyim. Peki irade kaslarımı nasıl geliştirdim?
1- Diyete başlama üzere öncelikle kendim ile birlikte kesin ve net bir karar verdim. Bu kararıma uyma konusunda da yine kendime söz verdim. Sözümü tutmazsam kendime olan güvenim azalırdı. Bir daha kendime söz verdiğimde tutup tutamayacağımı bilemezdim...
gibi kendinizle diyaloglar kurun. Bu işin esas amacının başkalarına güzel görünmek değil, kendinize olan beğeninizi ve saygınızı artırmak olduğu konusunda kendinizi telkin edin.
Birinin size verdiği sözü tutmasını istersiniz değil mi? O zaman kendinize verdiğiniz sözü de tutun.
2- Kendi üzerinizde baskıyı kurdunuzsa, sıra mahalle baskısında! Ciddiyim!! Diyete başladığınızı cümle aleme duyurun. Başladığı işi bitiren bir kişi olarak bilinirliğinize gölge düşürmemek için kendinizi motive edeceksiniz, göreceksiniz.
3- Cümle aleme diyete başladığınızı söyledikten hemen sonra egzersiz yapmaya başladığınızı da söyleyin. Yalancı olmak istemezsiniz değil mi? O zaman egzersize de başlayın ve bırakmayın.
4- Sık görüştüğünüz yakın çevrenize ve ailenize bu kararlarınızı net biçimde bildirin. Yeme içme konusunda size ve kararlarınıza saygılı olmalarını, ısrar etmemelerini ve kaçamak yapmak konusunda teşvik edici olmamalarını yoksa kendilerine kırılacağınızı söyleyin.
5- Her gün değil, kendi belirlediğiniz aralıklarla tartılın. Verdiğiniz kilolar için kendinizi tebrik edin ve ödüllendirin. Ödül olarak bir porsiyon profiterol yiyebilirsiniz. Ertesi gün ekmekten ya da bulgur pilavından biraz kısacak, yürüdüğünüz mesafeyi de biraz uzatacaksınız ama tamam mı?
Ben örneğin haftanın bir gününü -ki bu ya cumartesi ya da pazar günü oluyor genellikle- kendime izin günü olarak belirledim. Çok abartmadan istediğim yiyecekten istediğim kadar yiyorum. Bu haftanın geri alan 6 gününde beni motive ediyor. Bu stratejiyi kilomu korumak istediğim zaman uyguluyorum. Eğer kilo vermek istiyorsam o zaman da toplamda vereceğim kiloya göre 1 ya da 2 kilo verdiğimde kilo verdiğimi baskülde gördüğüm gün tatil olsun diyorum.
Bu taktik hem size o güzelim yiyeceklerin verdiği hazdan yoksun olma duygusunu yaşatmıyor hem de her gün bir kaçamak yapmaktansa haftanın bir günü bir iki kaçamak vücut tarafından çok daha kolay tolere ediliyor.
6- Egzersizi ve hatta yürüyüşü hiç bırakmayın. Ne kadar çok hareket ederseniz o kadar az canınız yemek isteyecek göreceksiniz ve siz de hayret edeceksiniz. Başlarda yürüyüşü sabah saatlerinde hafif bir kahvaltıdan sonra yapın derim. Bu tüm gün sabahki yürüyüşün etkisini taşımanızı sağlayacak.
7- Kaçamak yapacağınız anlarda bu sürece verdiğiniz emeği düşünün. Tartı da istediğiniz kiloyu gördüğünüzü hayal edin. Beğendiğiniz kıyafetin iki beden küçüğünü alabilmiş ve içine sığabilmişsiniz, aynada kendinizi beğeniyorsunuz....
Hayal kurun yani!! Her şey hayal etmekle başlar.
Şimdilik bu kadar. Eğer bu maddelere uymayı başarırsanız irade kasınız epey gelişecek. Hem de çok kısa bir sürede.
Bugün Ne Yedim?
Tarhana çorbası. Nohutlu yapıyorum ben. Hem daha lezzetli hem de daha besleyici oluyor.
Patlıcan mevsimi açıldı!! Fırında patlıcan yedim yoğurtla. Kızarma yok, sakın!! Patlıcanları kızartmalık kesin. Yağlı kağıda serip fırının ızgara bölümünde güzelce pişirin. Fırından alınca da azıcık zeytin yağı gezdirin üzerinde. Ama fırından alınca yağlayacaksınız. Yoksa kızartmadan farkı kalmaz.
Veee bezelye. Bu yörenin tüm sebzeleri meyveleri gerçekten lezzet bombası ama bezelyesini ayrı bir yere koyarım. Şeker gibi derler ya.. Tabakta küçük yeşil şekerlemeler var sanki.
Bugün Ne Yaptım?
Hasta Ponçik nedeniyle dün geceden uykusuzdum. Uykusuz olduğum günler kendimi fazla yormuyorum. Yavaş tempoda 2 saat yürüdüm.
Bugün Ne Öğrendim?
Ekşi mayalı ekmek yapmaya taktım biliyorsunuz kafayı bu aralar. Aslında çıkış noktam Letonya'da yediğim ''Kursu matze'' adlı bir ekmek çeşidi. Tadını o kadar beğendim ki!! E ikide bir oraya gidemeyeceğime göre kolları sıvadım. Ekmek markasının kendi internet sitesinden malzemelerini öğrendim. Çavdar unu, buğday unu, ekşi maya, ay çekirdeği, su tuz ve malt özü! Malt özü de ne ola ki diye araştırdım, meğer o benim sevdiğim esmer rengi ve ekşimsi tadı veren bu maddeymiş. Bunu da öğrenmiş oldum.
İkinci bilgi bezelye hakkında. Bezelye diyetinizde baş köşede durmalı çünkü içinde protein, karbonhidrat, fosfor, lif, demir, sodyum, potasyum, magnezyum, folik asit var. Periyodik tablo gibi mübarek!! Mendel boşuna bu bakliyatı seçmemiş meğer deneyleri için. Ayrıca A vitamini ve bazı B vitaminlerinin de baş taşıyıcısı kendisi. Üstelik tok tutuyor. Yani harika bir diyet yemeği!!
Son konu da bugün öğrendiğim ve okuduklarımdan hicap duyduğum oğlan anaları arasında beğeni rekorları kıran her annenin bir oğlu olmalı başlıklı yazı. Benim kızım var ve kızım İnşallah bu yazıyı beğenip birbirlerine göz yaşları içinde gönderen annelerden birinin oğluna denk gelmez. Tek söyleyebileceğim bu.
Not: Buradaki tüm içerik tamamen kendi fikrim ve uygulamalarımdır Uzman değilim. Önce doktorunuza danışın. Sorumluluk kabul etmem.
4 Mayıs 2017 Perşembe
Memleket ve Aile Büyükleri Ziyaretlerinde Diyeti Bırakmamanın Püf Noktaları
Güzel ülkemin cennet köşelerinden, Ege'den Merhabalar!!
An itibarıyla diyet yapmanın, Anadolu deyişiyle boğazını tutmanın çok çok zor olduğu, bereketli toprakların, lezzetli sebzenin meyvenin, zeytinin, zeytin yağının, incirin anavatanındayız.
Her yörenin mutfağı kuşkusuz, özellikle de oralı olanlar için damak çatlatan lezzette. Ama kabul edelim Ege mutfağını apayrı bir yere koymamız gerekir. Envai çeşit otlar, zeytin yağı ve hünerli eller bir araya gelince gel de diyet yap!
Bugün aile büyüklerinin yanına, memlekete yapılan ziyaretlerde formumuzu nasıl koruyacağız, çizgimizden nasıl şaşmayacağız bunun tüyolarını vereceğim. Tabii ki kendi tecrübe ve uygulamalarımla. Hep söylüyorum, uzman değilim; sorumluluk kabul etmem.
Efendim öncelikler en zor olanından başlayalım: iradeli olacaksınız!! Böyle bir kişilik yapınız olmadığını iddia ediyorsanız çok yanılıyorsunuz! Bu şu anlama gelir: yeterince istemiyorsunuz!
Memleket ziyaretlerinde en fazla baskı aile büyülerinden gelir değil mi? Siz uğraşmışsınız bir kaç kilo vermişsiniz. Ya da kilosunu korumak için uğraşan yediğine içtiğine dikkat eden birisiniz. Anneniz ya da kayınvalideniz öyle bir sofra kurmuş ki evlatları gelecek diye...Sofrada oturuyorsunuz, bin bir emekle hazırladığı börekten yemediğinizi gören kayınvalideniz ''yesene çocuğum, rejimi evde yaparsın, hem bi dilimden bir şey olmaz. Gençsiniz siz yakarsınız'' diyor.
İnanmayın!Yakamazsınız! Yenilen dilim dilim böreklerin kolayca yakılabildiği, sabah ezanından akşama kadar tarlalarda çalışıldığı bol oksijenli köyler, yaylalar devri bitti maalesef. Artık markete bile arabamızla gidiyoruz!
Bu nedenle, kayınvalidenizin meşrebine göre O'nu kırmayacak ama sizin diyeti de bozmayacak türden cevaplar bulmak üzere daha gitmeden kafa yorun.
Sofrada börekten almayın ama zeytinyağlı fasülye ile tabağınızı doldurun ve fasülyeye Allah ne verdiyse bol bol iltifat edin. Çok güzel fasülye seçmişsin anneciğim, harika olmuş, yediğim en güzel fasülye...gibi. Böreğin açığını kapatın yani.
Tatlıları yalnızca tadın!
İltifat konusunda aynı stratejiyi izliyoruz. Cömert olun. Mest olsun kadıncağız. Ben 40 yıl uğraşsam bu kadarını kesinlikle yapamam, senden öğrenmem gereken çok şey var deyin. Bunu eşinizin yanında yapın, bu önemli :)
Fırsatını bulduğunuz her an hareket edin. Çocuğu parka götürüyorum, durmuyor evde deyin, atın kendinizi dışarıya. Çocuk kaydırakta salıncakta oynasın siz etrafında kaldırımda yürüyün. Hatta O'nunla siz de oynayın. Kaydıraktan kayın, saklambaç, yakalamaca oynayın. Çocukluğunuza dönün. Hem günlük aktivitenizi yapın hem de çocuğunuzla kaliteli zaman geçirmiş olun.
Bol bol su için, çay için. Meyve yiyin, fazla abartmadan çünkü meyve de bir nevi tatlı, biliyorsunuz. Fazlası yağ olarak kalçalara yapışıyor.
Yukarıda yazdıklarım kesinlikle işe yarayan yöntemler ama esas olarak şunu yapmaya çalışın: Sizin yaşam şeklinizin bu olduğunu kabul ettirin.
Sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine riayet eden ve aktif bir yaşam sürerek bedenini gülümseten biri olduğunuzu kabul etsin herkes. Bu noktada ciddi bir dirençle karşılaşıyorsunuz bunu kabul etmeliyim. Toplumumuzun genel yaşam alışkanlıklarının dışına çıkmak ve ön yargıları kırmak çok kolay değil. Neredeyse 20 yıldır düzenli yürüyüş yapıyorum, hala bazı ahbaplarım yeter artık zaten zayıfsın neden yürüyorsun diyor!!! 20 yıl!!
Yediğiniz fazladan bir parça börekle kimsenin sizi daha fazla sevmesini sağlayamazsınız. Sadece o anı kurtarırsınız ama kendi emeğinize saygısızlık etmiş olursunuz.
Baklavadan ikinci dilimi yemezseniz annenize, teyzenize, kaynananıza saygısızlık etmiş olmazsınız. Kendinizi ve neden bu tarz bir yaşamı seçtiğinizi anlatmaktan bıkmayın. Hatta onları da teşvik edin. Onları da aramıza çağırın.
Sloganımız belli: sağlıklı yaşa, Bedenin Gülümsesin!
Bugün Ne Yedim?
Fırında sebzeli tavuk. Tabii ki patateslerini ayıkladım! Ve uzun zamandır yemediğim harika bakliyat: Bakla!
Ekmek yok, tatlı yok, kaçamak da yok.
Bugün Ne Yaptım?
Bugün 3 saatten fazla yürümüşümdür toplamda. Hem yürüyüş yaptım, hem çarşılarda işlerim vardı. Hem de Ponçiği parka bahçeye indirdim. Aktivite bakımından oldukça güzel bir gündü.
Bugün Ne Öğrendim?
En ortalamasından en lüksüne restoranlardaki en pis şey menülermiş!! Eldivenle dokunulması gerekecek kadar! Bu bilginin kaynağını araştırmadım henüz ama şimdilik kaynak sevgili kocam. O diyorsa doğrudur:)
Aktif Yaşam derneği diye bir derneğin varlığından dünkü Ayşe Arman Hürriyet yazısı vasıtasıyla haberdar oldum. Çok güzel faaliyetler yürüten bir dernek gibi görünüyor. Henüz ayrıntılı olarak sitelerini inceleme fırsatı bulamadım ama, ilk fırsatta inceleyeceğim. İlgilenenlere internet sitelerinin adresi burada.
Ekşi mayalı ekmek yapımı konusunda araştırmalarım sürüyor. Kabuklu üzümden yapacağım için, buradan eve dönerken üzüm alacağım. Ekmek için karabuğday ununa ihtiyacım var. Sanal marketlerde değişen fiyatlarda bulunuyor ama nasıl bir yol izleyeceğime karar veremedim daha.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Süt Yapan Yiyeceklere Devam: İrmik Helvası
Merhabalar Sevgili İzleyenler, Süt yapan yiyecekler dosyamız vardı malum. Hastalık, yolculuk derken epey ara verdim. Bugün Dosyamızın ...

-
Merhabalar Sevgili İzleyenler, Süt yapan yiyecekler dosyamız vardı malum. Hastalık, yolculuk derken epey ara verdim. Bugün Dosyamızın ...
-
Yaz önü gribimin 4. günündeyim. İlaç içmemeye devam. İstikrarımı koruyorum. Yani doğal ilaçların, sebze meyvenin en kralının bulunduğu...
-
Aile büyükleri yanında toplu yaşam çok güzel. Eski konak hayatları güzelmiş aslında. Hep birlikte yemekler yapılıyor yeniyor. Ama ka...